Yazdıklarım şiir değil. Yazdıklarım bir varlığa duyduğum yoğun duygularım, dörtlükleri bazen kafiyelere zorlayıp, satırlara dökmektir. Bunlar öylesine gündelik, bilindik ve hissedilenler ki, yaşadığım duygu yoğunluğunu o derece basite indirgiyorum. Onu şiirlerime gizlemektense, şiirleri onunla ifşaa etmeye çalışmışım. Giz’ im gizemim kalmamış. Şiir yazıldıktan sonra şairin olmaktan çıkar ve okurun olur. Bunu unutmuşum. Okur ya umutsuz bir sevgi içinde ya umarsız bir sevda peşinde yada mutluluktan benliğini kaybetmiş şekilde kendini şiir de bulup, beğenirmiş.
Mazlum Çimen babasını kaybetmenin ardından yazdığı şiiri çoğu insan ayrıldığı sevgilisine yazdığını sanır. “Öyle ağırım ki kendime, sen benden gittin gideli. Terim küs olmuş tenime sen benden gittin gideli…” Öyleyse gidecek çok yolum, karalayıp atacağım çok sayfam, öksüz bırakacağım çok satır, sevdiğime layık bulamadığım sözler, şafak vakti sökülmeyen daha çok dizelerim olacak. Sonunda benimde hoşuma giden bir tarz oluşacak kendiliğinden. Peşine takılacak, peşinde ben, benim olan kelimeler gelecek. Benimsi, bencil, bana ait. Daha sonra bana ait olanı kıskanacağım. Bencil kelimelere sarıp saklayacağım sevdiğimi. Okur, gizlediğim yürek yangınımı çalmak isteyecek satırlarımdan ve kıskanacak bensi dizelerimi. Derken… Derken ve bir gün bir şiir yazacağım ve altına imzamı atsam da o şiir benim olmayacak…
Seni affetmek kolay değil,
Hissettiklerin ben değil,
İnandığım artık sen değil,
Tanrı affetsin seni, ben değil…
Turgut Karademir
İncelemeler
Henüz inceleme yapılmadı.